Sabahları ağaçları kokladınız mı hiç? Yağmurlu gecenin sabahında o insanın burnuna çekmeye kıyamadığı toprağın kokusunu bilir misiniz?
Ya da göz kapaklarınızı açmayı engelleyecek kadar şiddetli yağan yağmurda ıslanıp çırılçıplak hissettiniz mi kendinizi? Bir arının çiçeğe ne kadar narin dokunduğunu gördünüz mü yoksa çiçekleri vazonuza sıkıştırmak için kıydınız mı onlara?
Hiç minnacık bir bebek sıktı mı parmağınızı ya da onun süt kokusunu çektiniz mi içine?
Tahir ustanın Demli bir bardak çayını denize karşı içme keyfine vardınız mı? yada akşam serinliğinde dragosta denizin en derin maviliklerinde denize bakarak daldınız mı? Martı olmayı düşlediniz mi, O gök gözlü ince bacaklı ıslak kanatlı martıların çığlıklarında kayboldunuz mu hiç … Ağlarını yeni toplamış balıkçı teknesinin arkasından koşarken çığlıklar atmak istediniz mi?
Kışın ortasında deniz kenarına gidip çıplak ayaklarınızla yürüdünüz mü hiç ve yosunlardan tiksinip koştunuz mu pantolonunuzun tuz olmasına aldırmadan?
Karın üstüne attınız mı kendinizi, yuvarlandınız mı deliler gibi elleriniz morarıncaya kadar kardan adam yaptınız mı? Hiçbir çocuk sırf toplama işlemini öğrettiğiniz diye teşekkür etti mi size defalarca ya da resmini beraber tamamladınız diye… Kocaman öpücüğüyle ısındı mı içiniz?
Çimenlerin üstüne atıp kendinizi uzaktan gelen müzik sesini dinlediniz mi ya da gökyüzüne dalıp senden köşe bucak kaçan yıldızları bulutları benzettiniz mi… Sevdiğinizin yüzüne?
Akşam eve geldiğinizde kapıyı ardına kadar açacak biri oldu mu hayatınızda yoksa hep anahtarlarınızın sesiyle mi hatırladınız yalnızlığınızı? Hıçkırarak anlattınız mı gül kokulu çiğ damlası sevginizi ya da delicesine sevdiğiniz kişi için mutluluktan ağladınız mı?
Hiç sevdiniz mi? özgürlüğünüzün sınırlarını unutarak dünyayı umursamadan?
Sevdiğinizin saçlarını kokladınız mı? Ellerine sarılıp ‘iyi ki benimsin’ dediniz mi hiç, ?
Yatarken gece düşündünüz mü hiç dünya da kaç kişinin sizin gibi sıcak bir yatağa sahip olamadığını ya da siz tok yatarken aklınızın ucundan geçti mi açlıktan ölen insanlar? Keşkeler boğdu mu sizi, akıp giden zaman canınızı mı acıttımı hiç ...?
Sahip olduklarınızın farkına kaybettiğiniz zaman mı varmayı düşünüyorsunuz?Ne duruyorsunuz?...
Düşünmek için kum saati ters çevrildi bile ve ne kadar vaktinizin olduğunu bilmiyorsunuz…
Hayatı ertelemeyin...
Anı yaşayın…
Bunu size hatırlattığım için bana da minik bir tebessüm edin yeterli…
